Abdülhamid Han Sözleri
Abdülhamid Han Sözleri


İcabı halinde donanmayı kaybetmemek için canımı vermeye hazırım.

Bizi yükselten dinimize karşı duyduğumuz büyük aşktır.

Çanakkalе Savaşı sırasında hеr ihtimalе karşı saltanatı Eskişеhir’е taşımaya hazırlanan vе II. Abdülhamid’i dе yanında götürmеk istеyеn Sultan V. Mеhmеd Rеşad’a, : “Cеddim Fatih Hazrеtlеri İstanbul’u alırkеn, son Bizans İmparatoru şеhirdеn kaçmayı düşünmеmiş, ordusu başında ölmüştür. Biz, Bizans imparatorları kadar da mı olamıyoruz ki, şеhri bırakmayı düşünüyoruz? Osmanlı Hanеdanı İstanbul’u tеrk еdеrsе bir daha oraya dönеmеz. Muhtеrеm biradеrimе söylеyin; İstanbul’dan bir adım bilе dışarı atmam” dеmiştir. 

Savaş yalnız sınırlarda olmaz. Savaş bir milletin topyekün ateşe girmesidir. Eğer bu bütünlük sağlanmamışsa zafer tesadüfi yenilgi kaderdir.

Millet birbirini kırıp geçireceğine bırakın beni öldürsün.

Hiçbir fâni ihtirasım yoktur. Şu son günlerimde tek gayem, vatanı selâmet ve huzur içinde görmektir. Tecrübe, devlet hayatında büyük mazhariyettir. Ben hizmet arz etmezsem Allah ve tarih huzurunda mesul ve menfur (nefret edilen) olurum. Vebal, mani olanın olsun… 

Düşmanın kurtuluş reçetesi öldürmek içindir. Esaretin bir çeşidi de borçlandırmadır.

Tarih değil hatalar tekerrür ediyor!

Kuvvetine güvenenler korkutma küçüklüğünde bulunmazlar.

Rusya ile harp vukuunda, disiplinli bir şekilde yetiştirilen bu Kürt alayları bize çok büyük hizmetlerde bulunabilirler.

Orduda öğrenecekleri "itaat" fikri, kendileri (Kürtler) için de faydalı olacaktır.

Abdülhamid Han'ın Meclisteki Son Sözleri. II. Abdülhamit son kez alçak bir ses tonuyla şunları söyleyebildi: "Meclisimizin huzurumda küşadından ve sizi cümleten burada gördüğümden dolayı fevkalade memnun oldum. Devamını ve hüsn-ü muvaffakiyetini Cenab-ı Allah'tan niyaz ederim."

Tеşkilat-ı Mahsusa’nın kurucularından Albay Hüsamеttin Ertürk’ün “İki Dеvrin Pеrdе Arkası” (1964) adlı hatıralarında II. Abdülhamid’in 1909 yılında Sеlanik sürgünündеykеn Dеbrеli Zünnün adlı bir dostuna şöylе dеdiğini aktarmaktadır: “Görеcеksiniz yüzbaşım! İttihatçılar Turancılık gayrеtiylе hеm Rusya, hеm dе İngiltеrе ilе bir savaşa girеrlеrsе Allah göstеrmеsin Osmanlı’nın parçalandığına şahit olacağız. İnşaallah böylе bir güç göstеrisinе girmеzlеr.” Nе yazık ki Sultan II. Abdülhamid еndişеsindе haklı çıkmış vе imparatorluk birkaç yıl içеrisindе dağılmıştır. ,

Abdülhamid Han'ın Bedduası: "Allahım helal etmiyorum! Şahsımı değil, milletimi bu hale getirenlere, hakkımı helal etmiyorum! Beni, benim için lif lif yolsalar, cımbız cımbız zerrelerimi koparsalar, sarayımı yaksalar, hanümanımı, hanedanımı söndürseler, çoluğumu gözümün önünde parçalasalar helal ederdim de Sevgili'nin (SalAllahu Aleyhi ve Sellem) yolunda yürüdüğüm için beni bu hale getiren ve milletimi ateşe atan insanlara hakkımı helal etmem! Allahım! Mukaddes isimlerine kurban olduğum Allahım! Ya Âdil!"


Kırk yıl şu devletlerin birbirine düşmesini bekledim. Onlar birbirlerine düştü şimdi ben tahtta değilim.

Beni evhamlı sanıyorlardı hayır! Ben sadece gafil değildim o kadar.

33 sene devletim ve milletim için çalıştım. Elimden geldiği kadar hizmet ettim. Hâkimim Allah, bunu muhakeme edecek ise Resulullah’tır. Bu memleketi nasıl bulduysam öyle teslim ediyorum. Hiç kimseye bir karış toprak vermedim. Hizmetimi ancak Allah’ın takdirine bırakıyorum. Ne çare ki düşmanlarım bütün hizmetime kara çarşaf örmek istediler ve muvaffak da oldular. 

Biz bu sahalardan çekilelim emin olun ki buralar daimi karışık ve iğtişaş (özü kaybettirilmek istenen) sahalar haline gelecektir.

Göreceksiniz yüzbaşım; İttihatçılar Turancılık gayretiyle hem Rusya hemde İngiltere ile savaşa girse Allah göstermesin bu devletin parçalandığına şahit olacağız.

Bir karış dahi olsa vatan toprağını satmam zira bu vatan bana değil milletime aittir. Milletim de bu toprakları ancak aldığı fiyata verir. Çünkü bu topraklar kanla alınmıştır kanla verilir.

Ben abdestsiz hiçbir devlet işine imza atmadım.

Ben Bizans İmparatoru Konstantin’den daha az haysiyetli değilim. Biraderim hazretlerine (V. Mehmet Reşat) bağlılığımı arzediniz. İstanbul’dan çıkmam! Kendisinin de çıkmamasını atalarımızın şerefi adına istirham ederim! 

Benim hanümanımı hanedanımı söndürseler çoluğumu gözümün önünde parçalasalar helal ederdim de Sevgili'nin (Muhammed) yolunda yürüdüğüm için beni bu hale getiren ve milletimi ateşe atan insanlara hakkımı helal etmem!

“Milletin vekilleri, memleket menfaatlerinin hizmetçileri olması lâzım gelirken mebuslar paraya olan aç gözlülüklerinden birtakım nüfuzlu kişilerin ağına düşmüşlerdi. Hristiyan mebusların her biri ise, kendi milletinin emel ve maksatlarını yürürlüğe koymaya pek çok çalışıyorlardı. Ermeniler, Ermenistan hakkında nutuklar çekiyorlardı. Rumlar, Tırhala ve diğer yerler hakkında isteklerini yaptırmaya girişerek meclis içinde ve vekiller üzerinde baskı kurmaya cesaret etmişlerdi. 

Biz her şey olabiliriz. Cahil tecrübesiz hatalı bir siyasete kapılmış olabilir ve zararlar da verebiliriz ama Osmanoğulları olarak nasıl vatan haini olabiliriz?

Cevizin kabuğunu kırıp özüne inmeyen cevizin hepsini kabuk zanneder.

Ben Bizans İmparatoru Konstantin'den daha az haysiyetli değilim. Biraderim hazretlerine (V. Mehmet Reşat) bağlılığımı arz ediniz. İstanbul'dan çıkmam! Kendisinin de çıkmamasını atalarımızın şerefi adına istirham ederim!

Ha kendi evlatlarım ha millet farkı yoktur.

Osmanlı Devleti’ni parçalamak için birleşen devletler yalnız İngiltere, Fransa ve Rusya’dan ibaret olmayıp, bunların yanında gizli olarak Amerika, Brezilya, bir iki küçük kraliyetin yanında bilhassa İslâm kardeşliği iddiasında bulunan İran Devleti dahi aleyhimize ittifak etmişlerdi. 


Bakmak İsteyeceğiniz Düşünür Sözleri
Yorumlar
Yorum yaz