Yokuş çıkmak zor ama; manzara yüksekten seyredilir buralarda Reis.

Hayatımızın hiçbir döneminde gerçek hırsızları bilip de onları alkışlayanlardan olmadık Reis!

Haklısın güzelim bizden adam olmaz; çünkü biz aşkı hala kalpte arıyoruz!

Bizim fakirlikten kesemediğimiz kirli sakallarımız şimdi zengin çocuklarına imaj olmuş...

O kadar kızın arasında gözün benim hatunuma kayarsa, ben de o zaman sana kayarım adamım.

Geçmişi unutan kardeştir, unutmayan kalleştir.

Bir gün beni boynu eğik görürseniz bilin ki yere düşen birini kaldırmak için boynumu eğmişimdir.

Yakarım şu dünya da tek TÜRK'ü ezdirmem. ALLAH şahidim olsun sizi bu sokaklarda rahat gezdirmem!

Terbiyesize terbiye öğretmek, terbiyesizlikle olmaz.

Seni bizim infazımızı verdiğin yere getirdik ki, hafızan tazelensin.

Ben dayak yiyeceğimi bildiğim halde çamurla oynayan bir çocuktum. Ne kadar vurursan o kadar oynarım seninle, hayat!

Reislerle kurduk mekanı, dayılarla harcadık bu yolları, serserilerle aleme daldık, delikanlılarla şekil yaptık, bizler ağır abileriz herkezi severiz.

Aslansan avını yersin, kurtsan düşeni yersin, çakalsan artık yersin, böceksen her bir haltı yersin. Peki sen hangisisin?

Alemde dayı olmuşuz ne fayda, sözlerde kral olmuşuz ne fayda, bir güzel sevdik sonunda. O da bize bakmıyor batsın bu sevda.

Dumanımda o yoktu sigarayı bıraktım, kadehimde o yoktu içkiyi bıraktım, rüyalarımda o yoktu uyumayı bıraktım, baktım ki onsuz olmuyor yaşamayı bıraktım.

Siz sokakların efendisi sandığınız semtlerin çocuklarısınızı, bizler sizlere bağışlakdık o sokakları.

Karanlık gecelerde çıkar ismimiz aleme ağır abidir adımız bilir alem bizi...

Kalabalıkta artistlik yapanın tenhada özrünü kabul etmem kardeş.

Siz benim tellerime, hangi notadan vuruyorsanız; ben o makamdan çalıp söylerim. Sıkıntı yok!

Siyahın kaderi suçlanmak. Beyazın kaderi kirlenmektir.

Yitebileceğin kadarını ısır. Yoksa senin dişlerini tek tek söker tesbih yaparım, sülalene çekerim.

Ülkücüyüz biz Reis. Türk'üz. At biliriz, ok biliriz, düşmanı gözünden vurmayı biliriz!

Reisler iz bırakır çakallar kıskanır ne yangınlar söner dönüp arkana bakma reisler önde gider

Farkımız tarzımız bizim delikanlı olmamız ya kan kustururuz yada tam sustururuz bu hususta ne kural nede kral tanırız...

Bilge Kağan'ı gördün mü Reis? Kürşad karşıladı mı seni at üstünde? Başbuğ açtı mı kollarını sana? Yanyana mı duruyor hala Selçuk ve Halil abiler? Ruhun şad, mekanın uçmağ olsun reis...

Odtü'den diploman olacağına Rize'den nüfus cüzdanın olsun.

Yalan çok çabuk herkese ulaşır. Doğruysa yavaş ama tam zamanında yetişir.

Elbet biz de biliriz lafı en inceden dokundurup, içini acıtmasını. Lakin kıyılıyoruz ama kıyamıyoruz sevdiklerimize işte.

Paranı kaybedersen; geri kazanırsın. Gücünü kaybedersen; geri alırsın. Namını kaybedersen; her şeyini kaybedersin.

Atarlı, giderli yürüyüşüne lafım yok ama, omuzun bana çarpmasın!

Her geceyi yeni güne eklerken, kızımdır aklımda her yolum ona giderken. Yaşıyorum var olmam gerek, varsa dikilmeli karşıma namertte o yürek.

Çevrem çok kalabalık ama ben bu insanların içinde yalnızım.

Düzgün konuşmasını öğretmediler bize, Bir "Selamun Aleyküm" demesini biliriz gelince , Birde "Eyvallah" demesini biliriz gidince...

Bu hayatı o kadar ciddiye alma yeğenim. Nasıl olsa içinden canlı çıkamayacaksın.

Madem mafya geçmişi konuşmaz, biz de geleceği konuşalım.

Ne kralız ne mafyayız biz delikanlıyız adamına göre muemele yaparız.

Duydum ki takip ediyorlarmış. Söyleyin iyi izlesinler tekrarımız yok.

Her hesabın bir tersi, her zulmün süresi var. Bir tilki hükmü varsa, bir de kurt töresi var. Bir bozkurt töresi var.

Biz, biz olduğumuz için sevildik, bizi satanları kalbimizden sildik. Seveni ölene kadar sevdik, sevmeyeni ahirete kadar sildik.

İmza atmadık diye küçümsemeyin bizi, gerektiği yerde parmak basarız!

Zincir soğuk, zindan yaş. Belki biraz üşürüz. Hele başım zindandan çıksın da görüşürüz.

Ya av olacaksın ya da avcı! Ama asla avı avcıya götüren köpek olmayacaksın.

Doğruların gözle görünmeyen orduları vardır.

Güzelsin, şirinsin, şahanesin. Çektiğim çileme tek bahanesin. Melek mi, şeytan mı bilmem ki nesin. Tuzaktan tuzağa atsan da olur ben seni seviyorum sen sevmesen de olur.

Biz nabza göre şerbet verenlerdeniz. Laf kulağıma gelirse, laf getirenin kulağını keser, lafı çıkartana yediririm...

Türk- İslam'ın bayrağı, senin başındaki taş. Kalplerde yaşıyorsun, ölmedin ki ülküdaş.

İkiyüzlü dostun olacağına. Delikanlı düşmanın olsun. Hiç olmazsa dostun gibi sırtından değil delikanlı gibi alnından vurur.

Bir yere varmak için değil yol almak için dolaşıyorum.

Devlete yanlış yaparsan ceza keser; ama ailene dokunmaz.

Madem sokaklar kötülüklerle dolu unutma biz şeytanı ayağımıza getireniz...

Zincir soğuk, zindan yaş. Belki biraz üşürüz. Hele başım zindandan çıksın da görüşürüz.

Kralları tahtında, çakalları köşe başında titreten varlığımız Allah'ın biçtiği son nefese kadar zalimlerin ensesinden soluyacaktır.

Hiç yaşamadım hayatı gülerek güzelim ağır romanlar yazdık içine acılarımızı sakladık, sende gözyaşlarınla hayata başlama güzelim biz alıştık çekeriz derdi kederi uzak dur benden ve ağır sözlerimden.

Biz deli rüzgârların deli dalgaların adamıyız. Sevdik mi destan; kızdık mı katliam oluruz!

Buralarda ön yargı hangi sayfadansın diye başlar. Bizim sayfanın adını verirsin, yargı biter saygı başlar.

Biz ormanların kralıyız aslanım ite çakala verecek canımız yok.

Bizim sözümüz dosta tatlı düşmana kurşundur namerde hançer merde candır canımız, dosta feda düşmana beladır dostluğumuz yücedir ne alınır ne satılır ölümünedir.

Bundan sonra bana gelen her gemiyi yakarım. En acımasız liman benim artık.